Rezzan Hasoğlu | Sand to Glass

"İçinizdeki ses projeniz için kendinize şans vermenizi söylüyorsa mutlaka peşinden gidin. İnsanın kendini şaşırtması çok güzel bir his."
Soyut kültürel miras ve zanaat pratiklerine odaklanan Rezzan Hasoğlu, Londra’da Royal College of Art Design Products bölümünden mezun olduktan sonra kendi tasarım stüdyosunu kurdu. Cam, seramik ve mobilya üzerine tasarımlar yapıyor.
Tasarımcı olarak, cam ile çalışmak, ve sadece sonuç odaklı değil, süreçte deneyimledikleri onu asıl heyecanlandıran şey. Cam serüveninin başlangıcından son şeklini aldığı ana kadar gözlemledikleri onda meditatif bir etki yaratıyor. “Sand to glass” projesinde, farklı coğrafyalara ait kumlarla çalışarak, çeşitli iklimlere ait kumların nasıl formlar alabileceğini deneyimlemiş. Bu projeyi ilginç kılan en önemli özelliği ise sıcak cam ve kumun bir arada kullanıldığı bir üretim metodunun denenmiş olması.

Rezzan, eğitimi süresince kaynak, torna cam üfleme gibi birçok üretim tekniğini öğrenerek yapım aşamasında aynı anda malzemeyi ve potansiyellerini keşfediyor. Prototipleme ve üretim safhasında Londra’daki ve İstanbul’daki zanaat atölyeleriyle birlikte çalışıyor.
Kumların cama dönüşme hikayesine bakarsak, kayaların parçalanması sonucu oluşan taşlar kuma, kumsa yaklaşık 1200 derecede eritilerek cama dönüşüyor. Bu doğal döngü üfleme cam yapımında yine döngüsel hareketlerin kullanılmasına benzetilebilir. Doğal kumlar bulundukları doğal koşullardan farklı özellikler gösterirler. Mesela İzlanda’daki kum siyah, içinde obsidyen bulunduran siyah bir kum; Sahara’daki ise daha küçük taneli, kızıl ve kolay eriyen bir kum. Rezzan’ın ilgisini çeken, dünyanın bu farklı iklim ve doğa koşullarındaki kumları camla birleştirmek ve sonucunda oluşan dağılımlar ve desenleri gözlemlemek. Aynı zamanda kumların geldiği orijinler insanların huzurlu vakit geçirdikleri yerler – yaşamın ritmi yavaşladığı için insanlara o anda var olma fırsatını yaratıyor.

Bu projede özelinde birçok deneme ve prototip yapılmış. Cam bardak ve sürahinin olduğu koleksiyonunda amaçladığı şey kumu sadece elde tutulan kısımda doku oluşturmak için kullanırken, vazo koleksiyonunda görsel özelliklerini ve üretim yöntemini ön plana çıkarmış. Bu proje süresince Londra’da iki ve İstanbul’d