top of page

Portre | Laris Alara Kilimci


Lars Stüdyo'nun tasarımcısı ve kurucusu Laris Alara Kilimci'yi tam uçağa binerken yakaladık. O bulutlar arasında kaybolmadan kariyeri, yeni koleksiyonu ve tasarıma bakış açısı hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Önce sizi tanıyalım bize kendinizi / stüdyonuzu anlatır mısın?

Central Saint Martins’de Animasyon okudum. Kendi kimliğini oluşturmaya önem veren bir eğitimden geçtim ve illüstrasyona kayan işlerim vardı. Soyut, perspektifle oynayan ve tam anlam veremediğin hislerden oluşan işler... Ses, renk, ritim ve hisleri bir araya getiren, Tate’de gördüğüm Sonia Delaunay sergisinden etkilenerek, işlerim serigrafi baskı ve sonra da tekstile kaydı.

Kalıcı, eğlenceli ve nesilden nesile geçen ipek kareler özgür bir kanvas sunuyordu ve desenlerden oluşan hayalperest işlerimi yansıtmamın ilk hali bu oldu. LAR Studio da aslında bir eşarp/aksesuar markası olarak değil, Türkiye’nin naiflikten uzak dünyasında o kafayı koruma isteme çabamla oluştu.

Tasarım sürecin nasıl ilerliyor? Seni tetikleyen ve ilham veren şeyler nelerdir?

Şu ana kadar sadece iki koleksiyon oldu; Solemn Play ve Blobs. Genellikle müzik albümü yaratır gibi kafamda belirli şekiller oluşuyor, bazen Brancusi’nin heykelinden etkileniyorum bazense doğada gördüğüm bir desenden veya defalarca duyduğum bir Astrud Gilberto parçasından... Ama genel olarak desenler benzer bir çizgide çıkıyor; o da kıvrımlı, organik ve soyut. Onları bir araya toplamam ise bir prodüktör gibi renksel tercihler, talepler vs. konularıyla şekilleniyor. Sonuç olarak desenlerin özgün ve özgür olmasına önem veriyorum ve olabildiğince figüratif işlerden uzak duruyorum.

Tasarım sürecinde ve üretim yaparken hangi teknikleri kullanıyorsun?

Genellikle akrilikle boyuyorum işlerimi. Siyah renkler ve kalın bir çizgiyle... Renklerin ortaya çıkması son noktada oluyor. Bazen yaptığım eski serigrafi baskılardan doku çalıyorum, bazense kolaj yapıp her şeyi bilgisayara aktarıyorum. Oyun oynuyorum açıkçası, sonra ise en zor bölüm her şeyi elemek oluyor. Devamı ise dijital oluyor; renkleri pantone'ler ve moodboard’lara uygun bir şekil verip, üreticime gidip deneme baskıları yaptırıyorum. Kenarları ise elle dikiliyor ve süreç sonlanıyor.