Portre | Begüm Cana Özgür

Çağdaş kilim desenleri ve dokumalarıyla bilinen tasarımcı Begüm Cana Özgür ile yeni ürünleri, tasarıma bakış açısı ve son dönemde katıldığı fuarlar üzerine sohbet ettik.
Önce seni tanıyalım bize kendini / stüdyonuzu anlatır mısın?
2010 yılında Bilkent İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun oldum, kısa bir iş deneyiminden sonra, Cranbrook Sanat Akademisi, üç boyutlu tasarım bölümünde yüksek lisansımı tamamladım.
Cranbrook’taki çalışmalarımda fark ettim ki tasarımın mekanik olmayan fonksiyonları daha çok ilgimi çekiyor, yani duygusal fonksiyonlar. Çalışmalarım renk, doku ve malzeme üzerine yoğunlaştı. Dokunmuş ve dokunmamış tekstiller ve bunlar ile yaratılabilecek konseptler üzerinde denemelerim oldu. Mezuniyetimin ardından İstanbul’a taşındım, 2014 yılında kendi atölyemi kurdum. Dokuma henüz yeni keşfettiğim, deneyselliğe açık bir alandı ve bu konu üzerinde biraz daha çalışmak için Türkiye büyük bir hazine sunuyordu.
Stüdyomdaki ilk çalışmalarım da böylelikle dokuma kültürümüz üzerine odaklandı. Anadolu’yu geziyor, dokumacılarla beraber çalışarak yeni ve çağdaş ifadeler geliştiriyorum. Bu bağlamda tasarımlarımın, sanat ve zanaat kavramlarını bir araya getirdiğinden bahsedebiliriz.
Üretimini kendim üstlendiğim koleksiyonların yanı sıra çeşitli markalara da tasarım desteği sunuyorum.

Tasarım sürecin nasıl ilerliyor? Seni tetikleyen ve ilham veren şeyler nelerdir?
Henüz birçok konuda amatörüm, ve bu durum taze bir zihinle düşünebilmemi sağlıyor. Çalışmalarını Türkiye’de yürüten bir tasarımcı olarak, zanaat kültürümüzden ilham almamak mümkün değil. Müthiş bir bilgi birikimi ve tecrübe var elimizin altında. Bu bilgi birikiminin bu denli ulaşılabilir olması, benim en büyük avantajım ve çalışmalarıma yön veren büyük bir potansiyel.
Tasarım sürecinde ellerimle düşünüyorum. Oynuyorum… Malzemelerle ve tekniklerle oynayarak yapılabilirliği anlıyor ve ona göre yeni ifadeler geliştiriyorum. Kendimi özgür bırakabildiğim, saçmalamaya izin verebildiğim ölçüde yeni fikirler çıkıyor. Sonra bu fikirleri bir süzgeçten geçiriyor, güçlü bulduklarımın üzerinde çalışmaya başlıyorum.

"Tasarım sürecinde ellerimle düşünüyorum. Oynuyorum… Malzemelerle ve tekniklerle oynayarak yapılabilirliği anlıyor ve ona göre yeni ifadeler geliştiriyorum."