Portre | Dilruba Karalp

Bize biraz kendinden bahseder misin? Kariyerine nasıl başladın?
Merhaba ben Dilruba. Denizli’de doğdum üniversiteye kadar aynı şehirde yaşadım. Hakkı Dereköylü Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünü bitirdim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İç Mimarlık bölümünden mezun oldum. Lisanstan sonra Kaş’ta bir Sivil Toplum kuruluşunda kısa süre tasarımcı olarak gönüllülük projesinde bulundum. Sinema, sanat ve kültür oluşumlarının sosyal medya iletişim kısmında tasarımcı olarak yer aldım. Çeşitli ajanslarda da çalışma fırsatım oldu. Geçtiğimiz Ağustos ayından itibaren “heleloyi” adı altında çizimlerimi kendi kişisel hesabımdan paylaşmaya başladım. Halen de İzmir’de freelance illüstratör olarak çalışmaya devam ediyorum.
Tasarım sürecin nasıl ilerliyor? Seni tetikleyen ve ilham veren şeyler neler?
Sıradan olaylardaki detaylardan, kadın olmanın verdiği güçten, insan psikolojisinden ve yetişkin olmanın getirdiği zorluklardan etkilendiğimi söyleyebilirim. Aklıma bir fikir geldiğinde mutlaka not alıyorum unutmamak için yanımda defterim varsa hızlı küçük eskizler çiziyorum konuyla ilgili. Karışık tekniklerle renklendirdikten sonra yeterince olgunlaştığını düşündüğüm zaman dijitale geçiyorum ve son halini burada tamamlıyorum.

Girl Power serisinin hikayesini anlatır mısın?
Tabi ki, Girl Power serisi her yıl düzenlenen Inktober ayı kapsamında illüstratörlerin ve sanatçıların düzenli olarak kısıtlı bir süre içerisinde ürettikleri zamana denk geldi. Ekim ayında Inktober 2018 ‘e katılmak istememle birlikte aldığım motivasyon sayesinde bu projeye başlamıştım. Daha önce karşılaştığım ve tanıştığım farklı mesleklerden farklı yerlerden her biri nevi şahsına münhasır, güçlü ve karakter sahibi kadınlardan ilham aldım. Ortaya çıkan bu muazzam enerjinin sebebini de, ne olursa olsun kendileri olabilmenin ve kalabilmenin yarattığı ışığın bendeki naçizane yansıması olarak görüyorum.
Çizimlerin arasında kişisel favorin hangisi?
Geçtiğimiz Ağustos ayında başımdan geçen gündelik olayları bir günlük tutar gibi çizmeye başlamıştım. İllüstrasyondaki heves ve heyecanımı daha çok keşfettikçe gelişen bir projeydi bu. Sonrasında hepsi bir düzene girince “Daily” adı altında kendi portfolyomda yer alan minik bir sergiye dönüştü. İşlerimin en başında ve biraz kişisel olduğu için bu projenin yeri bende ayrıdır diyebilirim.
