top of page

Portre | Emir Polat

Emir Polat Studio'nun çalışmaları işlev ve formların potansiyel uyumundan besleniyor. Geleneksel formlarla dünyanın trendlerine dokunuyor. Ürün tasarımcısı ve iç mimar Emir Polat ile stüdyosunun hikayesi ve çalışmaları üzerine konuştuk.

Öncelikle seni tanıyalım, kendinden biraz bahseder misin?

Merhaba, Yeditepe Üniversitesi mimarlık bölümü mezunuyum. Mimarlık eğitimimi Türkiye’de bitirdikten sonra Milano, Domus Academy’de ‘Interior and Living Design’ bölümünde Master eğitimimi tamamladım. Bu süreçte aldığım ilhamlar neticesinde yaklaşık 3 yıldır iç mekan ve mobilya tasarımı üzerinde çalışıyorum.

Kendi stüdyonu kurmaya nasıl karar verdin?

Aslında ilk etapta bir takıma dahil olmayı ve uyum sağladığım bir ofiste yıllarca üretim yapmayı planlıyordum. Fakat hayat her zaman planladığımız gibi ilerlemiyor. Bir şekilde doğru ortamı bulamadım ve kendi ofisimi kurarak zamanla bu takımı oluşturmaya karar verdim. Henüz emekleme aşamasında olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte öğreneceğim hala çok şey olduğuna inanıyorum.

Stüdyon/çalışma ortamın nerede? Bulunduğun mekan seni nasıl etkiliyor?

İlk çalışmalarıma Eskişehir’de paylaşımlı bir ofiste başladım. Yaklaşık bir ay önce İstanbul’a taşındım. Fakat henüz burada kendime ayrı bir alan yaratmadım. Şimdilerde de birçoğumuz gibi Covid-19 kaynaklı evden çalışma yöntemini uyguluyorum. Bulunduğum mekan beni ve çalışmalarımı derinden etkiliyor diyebilirim. İtalya’daki serüvenim sırasında showroomları, tasarım marketlerini ve fuarları çok sık gezme imkanına sahiptim. Bunun yanı sıra bizzat çalıştığım fiziksel ortam ve içerisindeki akış da beni çok etkiliyor.

Emir Polat Studio adı altında neler yapmayı planlıyorsun?

Büyük oranda iç mekan ve mobilya tasarımına yönelmeyi planlıyorum ama zamanın ne göstereceğini ileride göreceğim.

Tasarımda ilham aldığın noktalar neler?

Çoğunlukla hayatın içinden pasajlar. Gittiğim rotalar, izlediğim filmler, dinlediğim müzikler. Tüm bunlardan aldığım ilhamı İtalya’daki eğitimim süresince şekillenen tasarım algımla harmanlayıp yorumluyorum. Aldığım ilhamların büyük çoğunluğu anlık diyebilirim. O an dinlediğim bir tını veya izlediğim bir sahne beni plansız bir şekilde etkileyebiliyor.

Bir tasarımcı olarak güçlü bulduğun yönlerin neler? Hangi yönlerini geliştirmek istersin?

Odaklanma yönümün güçlü olduğuna inanıyorum. Sıkılmadan saatlerce ve günlerce, neredeyse aralıksız bir proje üzerinde çalışabiliyorum. Fakat kendimi çok zayıf bulduğum bir alan olarak el çizimimi geliştirmek istiyorum. Her ne kadar bu eksiklikten dolayı render konusunda kendimi elimden geldiğince geliştirmiş olsam da hala gıpta ettiğim bir şey eskiz.