“Engelleri” Görünür Kılmak

Nike FlyEase
Sosyal medya sayesinde herkesin bir şekilde görünür olduğu ya da olmaya çalıştığı günümüzde aslında görünür olan ne? Beden olumlama gibi hareketler sosyal medyada kendine yer bulsa da bizlere, özellikle de kadınlara dayatılan yapay ve gerçeküstü bir güzellik algısı hüküm sürmekte. Mükemmele (ki o her neyse) ve normlara göre tasarlanan bir dünyada yaşıyoruz. Tasarım eğitimi alırken toplumun 99%’una göre tasarlamamız öğretildi. Peki normların içinde yaşayan bizler bunu ne kadar başarabildik? Kendi adıma söyleyebilirim ki, tecrübe etmediğim bir hayatı empati yoluyla kavramaya ve buna göre tasarlamaya çalışmaktan öteye gitmekte zorlandığım zamanlar oldu. Tasarım eğitimini ve mesleğini değiştirecek ve tam anlamıyla kapsayıcı hale getirebilecek tek yol, farklılıklarımızı kabul edip farklı olduğumuzu bildiğimiz insanlarla çalışmaktan geçiyor. Din, dil, ırk, cinsel yönelim, cinsiyet gibi çeşitliliklerin yanında tasarımda kendine daha az yer bulan, engelleri değil de bedensel farklılıkları olan tasarımcılara ve tasarımlarına yer vermek istedim bu hafta. Nike'nin çok ses getiren, bağcıksız, kolayca giyilebilen Go FlyEase spor ayakkabılarından ilham alarak 3 engelsiz tasarımcı ve tasarım:
Liz Jackson: “Mor Bastonlu Kız” olarak da bilinen Liz, engelli hakları savunucusu, tasarımcı, tasarım stratejisti, yazar, konuşmacı ve daha bir sürü şey. Hayatı, 2012 yılında köpeğini gezdirmek için yataktan kalkmaya çalışırken kendini yerde bulmasıyla tamamen değişir. Acil servise gitmek konusunda pek de aceleci davranmayan Liz, yol üzerinde kendine önce bir diyet kola ve muz alarak hastaneye gider. Kendisine, kronik bir kas ve sinir hastalığının teşhisi konur. Bundan sonra artık bir bastona ihtiyacı olduğunu öğrenen Liz’in kafasındaki ilk soru “Gözlük modeli seçme şansım varken neden bastonumun modelini seçemiyorum?” olur, ki gayet haklı bir soru. Bunun üzerine J. Crew adlı Amerikan moda devine sürekli yazar fakat tabii ki göz ardı edilir. Vücudu nedeniyle değil de toplum tarafından engelli bırakıldığını fark etmesiyle Inclusive Fashion & Design Collective’i kurarak kapsayıcı tasarımları ve fikirleri üretmeyi hedefler. 2016’dan bu yana, Beyaz Saray başta olmak üzere tasarımda görünürlük ve kapsayıcılık hakkında konuşmacı olarak birçok yere davet edilen Liz, aynı zamanda The Disabled List adlı kolektifi kurarak engelli tasarımcıların iş dünyasında kendilerine yer bulmalarını hedefler.

Liz Jackson, printmagDr.
Hugh Herr: Amerikalı dağcının hayatı 17 yaşında iki bacağını kaybetmesiyle bambaşka bir yöne evrilir. 1982 yılında ekip arkadaşı Jeff Batzer ile teknik olarak zor bir buz tırmanışı rotasında fırtınaya yakalanırlar ve Great Gulf adındaki buzul alana iniş yaparlar. -29 °C’yi bulan soğukta 3 gece geçirirler. Bulunduklarında vücutlarının çeşitli yerleri donmuştur ve bu nedenle Herr’in iki bacağı dizden aşağı kesilir. Aylar süren ameliyatlar ve rehabilitasyon sonucu Hugh tabii ki pes etmez ve özel olarak tasarladığı protezleri ile “imkansızı” başararak aylar sonra tırmanmaya kaldığı yerden devam eder. Kendi hayatını tasarlayarak başlayan tasarım yolculuğu, MIT’de biyomekatronik ve biyonik alanlarında araştırmaları yöneterek ve geleceğin biyonik uzuvlarını tasarlayarak devam etmekte.

Hugh Herr, fotoğraf Bryce Vickmark
Louise Linderoth: 2017 yılında Swedish School of Textiles’ın moda tasarımı bölümünden mezun olan Louise, yine aynı yıl İsveç Moda Haftası’nda tekerlekli sandalyedeki modelleriyle moda dünyasında adından söz ettirdi. Bu gösteriden sonra, Vogue kendisiyle röportaj yapmayı kabul eder ve Linderoth moda dünyasında farklı vücutlara yer verilmesini sağlar. H&M ve İsveçli moda firması Gina Tricot’tan burs alan tasarımcı, kendisi gibi tekerlekli sandalye kullananlar için kot kumaşı ve oturma pozisyonundaki bedeni inceleyen koleksiyonlar üzerinde çalışmaya devam etmekte.

Have a seat at Stockholm Fashion Week Photo: Francesc Ten / Indigital.tv
Şehir planlaması başta olmak üzere birçok alanda toplumun önemli bir kısmının göz ardı edildiği ülkemizde, en azından tasarım alanında fiziksel farklılıkları kapsamak adına Arçelik, İŞKUR ve Anadolu Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirilen “İşitme engelli tasarımcı yetiştirme programı” gibi bazı girişimler bulunmakta. Kapsayıcı ve bütüncül bir yaşam tasarlamak ancak farklı bedenlerin ve zihinlerin birlikte çalışmasıyla mümkün olabilir.